|
Başbakanlık İnsan Hakları eski Başkanı Doç. Dr. Vahit Bıçak, Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan taslağa tepkisini yineleyerek, Türkiye'de yasaklara değil, özgürlükçü düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurguladı.
(Zaman, 08 Kasım 2005) İngiliz hükümetinin, iktidar ve muhalefet partileri ile kamuoyunun büyük tepkisine sebep olan Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'nı geri çekmesi üzerine gözler Türkiye'de Londra'dan esinlenerek hazırlanan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) Taslağı'na çevrildi.
Hukukçular, ülke genelinde süresiz sıkıyönetim endişesine yol açan taslağın İngiltere'de olduğu gibi gündemden kaldırılmasını istiyor. Başbakanlık İnsan Hakları eski Başkanı Doç. Dr. Vahit Bıçak, Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan taslağa tepkisini yineleyerek, Türkiye'de yasaklara değil, özgürlükçü düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurguladı. Bıçak, İngilizlerin geri adım attığını hatırlatarak, Türkiye'nin de bu yanlışta daha fazla ısrar etmemesi gerektiğini kaydetti.
Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Hüseyin Biçen, İngiltere'de hazırlanan tasarının kötü örnek olmasına rağmen Türkiye tarafından alındığına dikkat çekerek, "İngiltere yanlışından döndü. Türkiye'nin bu tür iyi gelişmeleri de örnek alması gerekir." dedi. Hukuk ve Demokrasi Kurumu Başkanı avukat Mehmet Akif Yılmaz da İngiltere'de tasarının geri çekilmesiyle Türkiye'de bu konuda dile getirilen kaygıların haklı olduğunun net şekilde ortaya çıktığını dile getirdi.
İngiltere'de temmuz ayında gerçekleşen saldırıların ardından hükümetin hazırladığı 'terörle mücadele yasa tasarısı', uluslararası insan hakları kuruluşlarının yanı sıra iktidar ve muhalefet partilerinden gelen yoğun eleştiriler üzerine parlamentoya sunulmadan geri çekilmişti. Gelişme, Adalet Bakanlığı'nın İngiltere'den esinlenerek hazırladığı TMK Tasarısı'nı eleştiren hukuk çevrelerinde yankı buldu. Başbakanlık İnsan Hakları eski Başkanı Doç. Dr. Bıçak, TMK konusunda baştan beri hatalı hareket edildiğini vurguladı. Bıçak, Türkiye'de karar merciinde olanların özgürlüğün mü yoksa otoritenin mi topluma refah getireceği noktasında tercihlerini netleştirmesi gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi: "Biz zaten otoriter bir devlet geleneğinden geliyoruz. Terörle mücadele konusunda yapılacak düzenleme ülkede sıkıyönetim uygulamasına yol açacaktır. İngiltere'de ise demokrasi oturmuş olduğu için otoriteye kayışlar sistemin özgürlükçü karakterini bozmaz. Türkiye'nin bırakın özgürlükleri kısıtlayıcı yeni tedbirler almayı, insan hak ve özgürlüklerinin önündeki engelleri kaldırmak için çaba göstermesi gerekir."
Türkiye'deki kaygılar haklı
Hukuk ve Demokrasi Kurumu Başkanı avukat Mehmet Akif Yılmaz da İngiltere'deki gelişmeyle, Türkiye'de dile getirilen kaygıların haklı olduğunun net şekilde ortaya çıktığını ifade ediyor. Adalet Bakanlığı'nca oluşturulan komisyonun hazırladığı tasarının insan hak ve özgürlükleri açısından geri adım niteliğinde olduğunu söyleyen Yılmaz, hazırlanan taslakta yoruma açık ifadelere yer verildiğini kaydederek, "Bu kanunun çıkması halinde terörle mücadele ederken olayla ilgisi olmayan insanların da zarar görmesi kuvvetle muhtemeldir." diye konuştu.
Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Biçen de, hükümeti, İngiliz hükümetinin attığı adımı takip etmeye çağırdı. Yeni çıkan ceza yasalarında terörle mücadele için gerektiğinden fazla yaptırım bulunduğunu anlatan Biçen, bu konuda yeni bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığını ifade etti. Biçen, İngiltere'nin yasayı kendi vatandaşları için değil yabancılara uygulamak amacıyla çıkardığına işaret ederek, aynı düzenlemenin Türkiye'de sıkıyönetim mahkemelerinin geri gelmesi gibi uygulamaları beraberinde getireceğini vurguladı.
Genelkurmay 2. Başkanı Org. İlker Başbuğ, 19 Temmuz 2005'te terörle ilgili değerlendirme toplantısında İngiltere'de hazırlanan tasarıyı örnek göstererek Türkiye'de bu konuda yasal düzenlemelerin yapılmasını istemişti. Adalet Bakanlığı tarafından oluşturulan komisyon tarafından hazırlanan taslakta İngiltere'nin terörle mücadele tasarısı da dikkate alındı. Hazırlanan taslağa yönelik olarak düşünce suçuyla ilgili 141, 142 ve 163. maddeleri geri getirdiği ve ülke genelinde sıkıyönetim uygulamalarına yol açacak tedbirlere yer verildiği gerekçesiyle eleştirildi. TMK Taslağı'na karşı kamuoyundan gelen yoğun tepki ve medyada çıkan eleştirel yayınlar üzerine AK Parti bünyesinde oluşturulan komisyon da hazırlanan taslağa yönelik ciddi itirazlar getirdi. TMK Komisyonu Başkanı AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Adalet Bakanlığı komisyonunun hazırladığı taslakta yer alan bazı düzenlemelerin insan hak ve özgürlükleri açısından kabul edilemeyeceğine dikkat çekti. Fırat, taslaktaki önleyici tedbirlerin bu şekli ile sıkıyönetim yasasından bile daha ağır hükümler getirdiğine dikkat çekerek, "Bu yasa tasarısı Meclis'te görüşülmez. Aksi halde Türkiye'ye bir sıkıyönetim rejimi gelir." demişti.
90 gün gözaltı süresinde indirime gidecek
İngiliz hükümetinin, Londra'daki saldırılar üzerine hazırladığı tartışmalı 'terörle mücadele kanun tasarısı'nı geri çekmesinin ardından tasarıda 'ciddi' değişikliklere gideceği belirtiliyor. İngiliz Independent gazetesine göre Başbakan Tony Blair, terör zanlılarının resmen suçlanmaksızın 90 gün cezaevinde tutulabilmesine yönelik hükmün, yasa tasarısından çıkarılmasını kabul edecek. Blair ise dün yaptığı basın toplantısında 90 günlük gözaltı süresinin ülkenin çıkarlarına hizmet ettiğini söyleyerek, muhafeletin bu plana karşı çıkmamasını istedi. Türkiye'de hazırlıkları süren TMK taslağına da esin kaynağı olan tasarıya İşçi Partisi'ne mensup bazı milletvekilleri ile Muhafazakarlar ve Liberal Demokratlar muğlak tanımları ve özgürlükleri sınırlayacağı gerekçesiyle yoğun eleştiriler yöneltmişti. İngiliz parlamenterler tasarının önlerine gelmesi durumunda ret oyu vereceklerini bildirmişti. Düzenlemenin parlamentoda reddedilme ihtimalinin belirmesi üzerine de İngiliz hükümeti tasarıyı geçtiğimiz hafta içinde geri çekmişti. Guardian gazetesi ise Liberal Demokrat Parti lideri Charles Kennedy'nin makalesine yer vererek, iktidardaki İşçi Partisi'nin otoriter anlayışın partisine dönüştüğüne işaret etti. Kennedy, "Blair şimdi de insanları resmen suçlanmaksızın hapse atmak istiyor. Denge ve hoşgörü geleneğimiz, El Kaide'ye kurban edilmemelidir." dedi. Uluslararası Af Örgütü de "Blair hükümeti insan haklarına, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğüne sürekli saldırı düzenlemiştir." değerlendirmesini yapmıştı. Örgüt, tasarının, azınlık haklarına, özellikle de Müslümanların haklarına saldırı olduğunu belirtmişti. Dış Haberler Servisi
Murat Aydın
08 Kasım 2005, Salı |