|
Prof. Dr. Ergun Özbudun, zamanaşımıyla ilgili hükümlerin başbakan ve bakanlar için de geçerli olduğunu söylüyor. Doç. Dr. Vahit Bıçak da aynı görüşü taşıyor.
(Zaman, 05 Mart 2006) Yüce Divan'da yargılanan eski Başbakan Mesut Yılmaz ile eski bakanlar Güneş Taner ve Yaşar Topçu hakkındaki davaların 'zamanaşımı' gerekçesiyle düşmesini isteyen Yargıtay Başsavcısı Nuri Ok'a tepkiler sürüyor.
İsim vermeden Başsavcı'yı eleştiren Adalet Bakanı Cemil Çiçek, zamanaşımının 'af gibi' işlemeye başladığını vurguladı. Söz konusu işlemin, davaların vatandaşın beklentisi istikametinde sonuçlanmasını engellediğini anlatan Çiçek, "Herkesin dikkat etmesi lazım. Aksi halde bu af gibi bir sonuç çıkarıyor. Kişilere acıyacağımıza millete acıyalım. Herkes işini buna göre yapsın." dedi. Başsavcı'nın, milletvekilliği süresince zamanaşımını durduran Anayasa'nın 83. maddesinin bakanlara uygulanamayacağı yönündeki mütalaası da yeni bir tartışma başlattı. Ok'un yorumuna göre sanıklar sadece milletvekili olsaydı davaların düşmesi gündeme gelmeyecekti. Ancak bazı hukukçular bu görüşe katılmıyor. Prof. Dr. Ergun Özbudun, zamanaşımıyla ilgili hükümlerin başbakan ve bakanlar için de geçerli olduğunu söylüyor. Doç. Dr. Vahit Bıçak da aynı görüşü taşıyor.
AK Parti Kalecik İlçe Kongresi'ne katılan Bakan Çiçek, Yüce Divan'daki davalarla yeniden gündeme gelen zamanaşımı konusunu değerlendirdi. Adalet Bakanı, gerekli işlemler süratli yapılmadığı için, bazı dosyaların zamanaşımının dolmasına neredeyse 1-1,5 ay kala yargıya gönderildiğini vurguladı. Daha sonra 'işte biz bu tip dosyaları yargıya gönderdik' denilerek suçun yargı üzerine atıldığının altını çizen Çiçek, ceza kanununda yeni düzenlemelere gittiklerini hatırlattı. Çiçek, bu amaçla 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni TCK'da eskiden 5 yılda biten zamanaşımı süresinin 8 yıl ve suçun cezasına göre daha yukarılara çekildiğini ifade etti. Zamanaşımından dolayı bazı suçluların cezasız kalmasının kamuoyunda af gibi algılandığını vurgulayan Çiçek, bundan sonra af konusunun gündeme gelmeyeceğinin altını çizdi.
Batan bankaların Türkiye'ye ağır yük getirdiğine dikkat çeken Çiçek, şöyle konuştu: "Bunları kim batırdı, kimin zamanında batırıldı? Bunlardan ders alınması lazım. Ama bunlar aramıza dönecek. Siyasetçinin yüzü timsah derisinden olmamalı, ak olmalı. Bu kadar yolsuzluklar yapıldı, şimdi sık sık duyduğunuz bir şey var, zamanaşımı... Bunu hukukçular bilir, belli bir suç, belli bir süre içerisinde takip edilmezse, o davaya tekrar dönme ve ceza verme imkanı yoktur. Geldiğimiz günden beri uğraşıyorduk, milletin hesabını sormak adına. Bu çabaları, bu gayreti devam ettiriyoruz. Geçmiş dönemde tüm pislikler, bütün çerçöp halının altına süpürülmüş. Biz şimdi halıyı kaldırdık, kokudan geçilmiyor, her gün operasyon var, yapılmaya da devam edecek. Hangi sıfatla olursa olsun, kim ne yapıyorsa onların yakasına yapışmak bizim boynumuzun borcu olması lazım. Bu ülkede taşları yerine koymanın yolu, artık hukukun egemen olmasıdır."
Ankara, Zaman
05 Mart 2006, Pazar |