|
İlesam Başkanı Prof.Dr. Vahit Bıçak, eser sahipliğinin bir meslek olduğunu dile getirerek, eser sahipliğinin, müzik, sinema, güzel sanatlar ile bilim ve sanat eseri adı altında toplandığını kaydetti. Eser sahiplerinin haklarını korumak ve anlaşmalar yapmak amacıyla meslek gruplarının oluşturulduğunu belirten Prof.Dr. Vahit Bıçak, eser denildiği zaman onun kitap olması gerekmediğini, şiir, makale, hatta basın mensuplarının yaptığı haberin dahi eser sayıldığını vurguladı. Üretilen eserlerin mali olarak 6 manevi olarak 3 hakkı olmak üzere toplam 9 hakkı bulunduğunu söyleyen Prof.Dr. Bıçak, sözleşmeler yapıldığı zaman bu hakların tek tek yazılması gerektiğini, aksi takdirde "tüm haklarımı devrediyorum" şeklindeki bir ifadenin hukuki açıdan bir anlam ifade etmediğini söyledi. (Çorum Haber, 07 02 2009)
Hitit Üniversitesi ve Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İlesam) işbirliği ile "Eser Sahiplerinin Haklarının Korunması ve Korsanla Mücadele Paneli" düzenlendi.
Turgut Özal İş Merkezi Belediye Konferans Salonu"™nda saat 14.00"™de gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak İlesam Genel Başkanı Prof. Dr. Vahit Bıçak ve Çorum Barosu Başkanı Av. Mahmut Bayatlı katıldı.
Hitit Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Serdar Kılıçkaplan, öğretim görevlileri ve çok sayıda davetlinin katıldığı panelde Hitit Üniversitesi Rektörü Serdar Kılıçkaplan"™ın açış konuşmasının ardından İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ferhat Koca"™nın başkanlığını yaptığı panele geçildi.
Konuşmasında Emeğin yüce bir değer olduğunu anlatan Prof.Dr. Serdar Kılıçkaplan, dolayısıyla emeğin değer bulduğu yaratıcılık ortamını korumak ve bu değere sahip çıkmanın bir yurttaşlık görevi olduğu kadar aynı zamanda bir insanlık görevi olduğunu dile getirdi.
Türkiye'de, korsan ürün kullanım düzeyinin yüksekliğinin, bu yurttaşlık ve insanlık görevinin çok sayıda yurttaş tarafından ihmal edildiğini ortaya koyduğunu ifade eden Kılıçkaplan, bu ihmalin ulusal düzeydeki imhalının oldukça yüksek olduğunu vurguladı. Türkiye"™de fikir ürünlerindeki korsan faaliyetlerin yürütüldüğü kayıt dışı ekonomi piyasasının hızla büyüdüğünü anlatan Kılıçkaplan, bu sayede Türkiye"™nin milyarlarca lira vergi kaybına uğradığını diğer taraftan da uluslararası kamuoyunda itibar kaybettiğini söyledi.
Hitit Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Serdar Kılıçkaplan, "Fikri ürünlerde korsanlık düzeyinin yüksekliğinin, yaratıcıları üretkenlikten uzaklaştırmaktadır. Bu ise, evrensel bilim ve kültür havuzunun daralmasına neden olmaktadır.
Şu noktaya dikkatlerinizi çekmek isterim ki, ülkelerin gelişmişlik düzeyi yükseldikçe, o ülkelerdeki korsan ürün tüketimi düşmektedir. Örneğin, Batı Avrupa'da her üç kişiden biri, Kuzey Amerika'da her beş kişiden biri korsan ürün kullanmaktayken, Asya Pasifik, Ortadoğu ve Latin Amerika'da her üç kişiden ikisi korsan ürün kullanmaktadır. Avrupa Birliği'ne tam üyelik müzakere sürecini yürütmekte olan ve gelişmekte olan ülkeler grubunda sayılan ülkemizde de korsan ürün tüketim oranı az gelişmiş ülkelerdeki oranlarla yarışır durumdadır. Nitekim, 2008 yılı İlerleme Raporu'nda, ülkemizde, fikri ürünlerdeki korsanlık düzeyinin yüksek seyrettiği belirtilmiştir.
Bilindiği üzere, hem ABD hem de AB, ülkelerle ticari ilişkilerini yürütürken, korsanlıkla mücadele hususunda ülkelerin gösterdiği duyarlılığı, ticari ilişkinin hacmini belirleyecek unsurlar arasında saymaktadır. Şu halde, ABD ve AB ile yoğun ticari ilişkileri bulunan Türkiye'nin, fikri mülkiyet haklarının korunmasında derin duyarlılık ve özen göstermesi gerekmektedir.
Ulusal-yabancı fikir ürünü demeden, evrensel bilim ve kültür havuzundaki her ürünün korunması bir insanlık ve yurttaşlık görevidir."
"ESERLER HAK SAHİBİNİN BİLGİSİ DIŞINDA KULLANILAMAZ"
İlesam Başkanı Prof.Dr. Vahit Bıçak, eser sahipliğinin bir meslek olduğunu dile getirerek, eser sahipliğinin, müzik, sinema, güzel sanatlar ile bilim ve sanat eseri adı altında toplandığını kaydetti. Eser sahiplerinin haklarını korumak ve anlaşmalar yapmak amacıyla meslek gruplarının oluşturulduğunu belirten Prof.Dr. Vahit Bıçak, eser denildiği zaman onun kitap olması gerekmediğini, şiir, makale, hatta basın mensuplarının yaptığı haberin dahi eser sayıldığını vurguladı. Üretilen eserlerin mali olarak 6 manevi olarak 3 hakkı olmak üzere toplam 9 hakkı bulunduğunu söyleyen Prof.Dr. Bıçak, sözleşmeler yapıldığı zaman bu hakların tek tek yazılması gerektiğini, aksi takdirde "tüm haklarımı devrediyorum" şeklindeki bir ifadenin hukuki açıdan bir anlam ifade etmediğini söyledi.
İlesam Başkanı Prof.Dr. Vahit Bıçak, eser haklarının eser sahibi öldükten 70 yıl sonraya kadar devam ettiğini de sözlerine ekledi. Eser sahiplerinin bilgisi olmadan hiçbir eserin kullanılamayacağını dile getiren Prof.Dr. Bıçak, aksi takdirde bunun suç sayılacağını söyledi.
"KORSANLA MÜCADELE MİLLİ BİR MÜCADELEDİR"
Hitit Üniversitesi Dekanı Prof. Dr Ferhat Koca, günümüz modern hukuk literatürü içerisine, fikri ve sınai mülkiyet gibi, klasik mülkiyet kavramına dahil olmayan birtakım yeni mülkiyet türlerinin de girdiğini ve fikri mülkiyetin; yazılı, basılı, sesli, görüntülü veya elektronik ortamlardaki her türlü sınai, bilimsel, edebi ve sanatsal yaratıcılık faaliyetlerinden doğan yasal hakları kapsadığını vurguladı.
Fikri ve sınai hakların, dünyada ve ülkemizde uzun bir tarihsel süreç sonunda yasal himayeye kavuştuğunu söyleyen Prof. Dr. Ferhat Koca, telif hakkıyla ilgili olarak ülkemizde 1857 tarihinde Telif Nizamnamesi yayımlandığını vurguladı.
Bugün dünyanın gidişatına ancak bilim, sanat, kültür ve edebiyat alanlarında büyük eserler kazandırabilen ülkeler yön verdiğini kaydeden Hitit Üniversitesi Dekanı Prof. Dr Ferhat Koca, "Bu sebeple fikir ve sanat, hem bir ülkenin ilerlemesinin en önemli dinamiklerinden birini hem de söz konusu ilerleme ve gelişme alanlarından birini teşkil etmektedir. Bu ilerleme ve gelişmenin ilk adımı ise, söz konusu fikir ve sanat eseri sahiplerinin haklarının korunmasıyla atılabilir. Bir ülkede fikir ve sanat eseri sahiplerinin korunabilmesi için öncelikle o ülkede dini düşünce ve inanç hürriyeti ile ifade hürriyeti gibi temel insan hak ve hürriyetlerinin varlığı şarttır. Ayrıca, şiddet içermeyen her tür düşünceye karşı toplumda karşılıklı hoşgörü, tolerans ve empati gibi medeni davranış biçimlerinin yerleşmiş olması gerekir. Bundan sonra ise, fikir ve sanat sahiplerinin eserleri üzerindeki yayım, basım, tanıtım ve satım gibi çeşitli haklarının korunması gelir.
Ayrıca, fikir ve sanat eserlerini üretme ve bu eserlerin sahiplerinin haklarını koruma konusunda kamu vicdanının ikna edilmesi ve kamuoyunun bilinçlendirilmesi, bu hususta yapılacak yasal düzenlemelerin başarılı olabilmesinin ön şartıdır.
Bir fikir ve sanat eserini korumak, sadece o eserin sahibinin haklarını korumak demek değildir. Bu, bütün bir ulus ve bir ülkenin hak ve hukukunu korumak demektir. Çünkü yaptığı işten mutsuz olan bir fikir ve sanat sahibi, zamanla işini yapamaz hale gelecek ve böylece bir milletin fikir ve kültür damarları kötürümleşecektir. Yine, korsanla sadece fikir ve sanat sahibinin maddi hakları ihlal edilmemekte, ortaya çıkan kayıt dışı ekonomi ile de bütün ülkenin ekonomisi zarar görmektedir. Dolayısıyla, fikir ve sanat eserlerini korumak, yalnızca söz konusu eserlerin sahiplerinin haklarını korumak değil, aynı zamanda bütün toplumun ekonomik ve kültürel hayat ve haklarını da korumak demektir. |