|
 Herhangi bir kişi, polisin ya da bir vatandaşın canına, malına, ırzına tehdit oluşturuyorsa, saldırının devam ediyor olması şartıyla, silahlı kişi, silah kullanılarak etkisiz hale getirilebilir. Bunu yapan bir vatandaş olursa bu meşru müdafaaya girer. Ama bunu yapan bir polisse, burada polis silah kullanma yetkisini kullanmış olur. Yapılması gereken silahlı saldırganı etkisiz hale getirmekti. Antalya'daki olayda polisin elbette vurma yetkisi vardı. Ancak emniyet müdürü canını riske etmiş ve canından olmuş. Canını riske etmemesi gerekirdi. Polis gerekli uyarıları yaptıktan sonra öldürücü olmayan yerlerine ateş açabilirdi.
http://www.haberturk.com/yasam/haber/718436-emniyet-muduru-vuruldu-video
''BÖYLE DURUMLARDA POLİSİN VURMA YETKİSİ VARDIR''
Avukat Prof. Dr. Vahit Bıçak (Ceza Hukukçusu-Polis Akademisi Polis Güvenlik Bilimleri Fakültesi çğretim üyesi):
"Herhangi bir kişi, polisin ya da bir vatandaşın canına, malına, ırzına tehdit oluşturuyorsa, saldırının devam ediyor olması şartıyla, silahlı kişi, silah kullanılarak etkisiz hale getirilebilir. Bunu yapan bir vatandaş olursa bu meşru müdafaaya girer. Ama bunu yapan bir polisse, burada polis silah kullanma yetkisini kullanmış olur. Yapılması gereken silahlı saldırganı etkisiz hale getirmekti. Antalya'daki olayda polisin elbette vurma yetkisi vardı. Ancak emniyet müdürü canını riske etmiş ve canından olmuş. Canını riske etmemesi gerekirdi. Polis gerekli uyarıları yaptıktan sonra öldürücü olmayan yerlerine ateş açabilirdi.
Akıllara durgunluk veren olay şöyle gelişti: Bugün saat 15.00 sıralarında 06 KYM 33 plakalı otomobille Antalya'nın Konyaaltı ilçesine bağlı Liman Mahallesi'ndeki bir akaryakıt istasyonuna gelen Celal G. (50), aracına 100 liralık yakıt konulmasını istedi. İddiaya göre henüz 10-15 liralık yakıt konulduğunda Celal G. "Niye yavaş hareket ediyorsunuz?" diyerek istasyon görevlileriyle tartışmaya başladı. Daha sonra belinden çıkardığı tabancayı istasyon görevlilerine doğrultarak hakaret ve küfür eden Celal G., etrafa rasgele ateş açıp "Burayı havaya uçururum" diye bağırmaya başladı.
Video için tıklayınız...
İhbar üzerine kısa sürede akaryakıt istasyonuna gelen polis ekipleri, zanlıyı ikna etmeye çalıştı, ancak başarılı olamadı. Bu sırada Konyaaltı İlçe Emniyet Müdürü Uğur Gökcan da olay yerine geldi ve Celal G.'yi ikna etmek istedi. Silahlı zanlı, yanına yaklaşan Gökcan'a, "Hareket çekme. Komandoluk yaptırmam" diye bağırıp polis müdürünün ayaklarının dibine bir el ateş etti. Bunun üzerine etraftaki polislerden biri havaya ateş açıp zanlıya "Bırak silahı" diye bağırdı. Panikleyen zanlı, eliyle işaret ederek polislerin durmasını isteyen Emniyet Müdürü Gökcan'ı rehin almak istedi, ancak başarılı olamadı. Ani bir hamle ile Gökcan zanlıyı yere yatırdı. Diğer polisler de hamle yaparak zanlının elindeki silahı almak istedi, ancak buna fırsat kalmadan elindeki silahı ateşleyen Celal G. polis müdürünü karnından vurdu.
"İÇKİLİ DÖVMEK DELİKANLILIK MI?" DİYE BAÃ…ÂÂÂIRDI
Çok sayıda polisin elinden silahı almaya çalıştığı sırada olayı görüntüleyen gazetecilere, "Gör vatandaş, çek" diye bağıran Celal G., polislere ise "İçkili dövmek delikanlılık mı?" diye seslendi. Gözaltına alınan Celal G. ise sorgulanmak üzere emniyete götürüldü. Karnından vurulan ve ambulansla hastaneye kaldırılan Uğur Gökcan, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.
ŞEHİT MÜDÜRÜN EŞİ DE POLİS
1971 Kütahya doğumlu Uğur Gökcan, polis memuru Gülhan Gökcan ile evliydi ve biri kız biri erkek olmak üzere 2 çocuk babasıydı. 1993 yılında emniyet teşkilatına giren Gökcan, Balıkesir, Siirt, İzmir, Eskişehir ve Mardin'de görev yaptıktan sonra 2007'de Antalya'ya tayin olmuştu.
UZMANLAR NE DİYOR?
Bülent GÜNAL / AHT
''BÖYLE DURUMLARDA POLİSİN VURMA YETKİSİ VARDIR''
Avukat Prof. Dr. Vahit Bıçak (Ceza Hukukçusu-Polis Akademisi Polis Güvenlik Bilimleri Fakültesi'nde ders veriyor):
"Herhangi bir kişi, polisin ya da bir vatandaşın canına, malına, ırzına tehdit oluşturuyorsa, saldırının devam ediyor olması şartıyla, silahlı kişi, silah kullanılarak etkisiz hale getirilebilir. Bunu yapan bir vatandaş olursa bu meşru müdafaaya girer. Ama bunu yapan bir polisse, burada polis silah kullanma yetkisini kullanmış olur. Yapılması gereken silahlı saldırganı etkisiz hale getirmekti. Antalya'daki olayda polisin elbette vurma yetkisi vardı. Ancak emniyet müdürü canını riske etmiş ve canından olmuş. Canını riske etmemesi gerekirdi. Polis gerekli uyarıları yaptıktan sonra öldürücü olmayan yerlerine ateş açabilirdi.
''CANINI RİSKE ETMEMELİYDİ''
Hasan Yücesan (Ankara eski emniyet müdürü):
"Ağır cezalık suçlarda, silahlı saldırgana silahını bırakması için önce ikaz edilir, 'teslim ol' denir. Olayda soygun ve gasp unsuru da bulunduğu için polisin ikazlarını yerine getirmeyen silahlı saldırganı Polis Vazife Kanunu'ndan aldığı yetkiyle etkisiz hale getirme yetkisi vardır. Elbette polis burada saldırganı öldürmek için ateş etmez. Ama bu tür çatışmalar ölümle de sonuçlanabilir. Belli ki Konyaaltı İlçe Emniyet Müdürü silahlı kişiyi ikna edebileceğini düşünmüş, insanca yaklaşmak istemiş. Vurulmasına gönlü razı olmamış. Ama sonuçta kendisi şehit oldu. Çok üzücü bir durum. Ne olursa olsun canını bu kadar riske etmemeliydi."
''KENDİNE FAZLA GÜVENMESİ YAŞAMINA MAL OLDU''
Barbaros Hayrettin Aydın (Emekli Emniyet Müdürleri Derneği Başkanı):
"Belli ki olay anons edildiğinde emniyet müdürü olay yerine yakındı. Personelini değil önce kendini riske etmiş. Oysa gerekli ikazları yapıp, ekip desteğini de aldıktan sonra, saldırgan üzerinde daha fazla psikolojik baskı yaratabilir ve saldırganın teslim olması sağlanabilirdi. Ama emniyet müdürümüz belli ki kendine çok güvendi, ikna ederim dedi. Yaklaşınca da aralarında boğuşma oldu ve bu talihsiz olay yaşandı. Keşke kendine bu kadar çok güvenmeseydi. Kendisine olan aşırı güven yaşamına mal oldu." |
